"Bir erkek baba olmadan ölmemeli"
Kadınlar ona hasta. Çocuklar bayılıyor. Yer aldığı her proje olay oluyor, başarısına bir halka daha ekliyor...
26 Temmuz 2010 Pazartesi, 15:07:00

Annesinin küçükken “Bu çocuk niye kısa” diye doktorlara götürdüğü şehla bakışlı, muzip gülüşlü ve de yakışıklı oyuncu neredeyse bir yıldır röportaj vermeme kuralını Habertürk için bozuyor. Eşinden ayrıldığından beri tek kelime etmeyen Ozan Güven hem oyunculukla hem de özel hayatıyla ilgili sorularımızı içtenlikle yanıtlıyor.
Ozan Bey iyi günler" diye başladı diyalogumuz. En son "Ozan Bey röportaj vermezseniz her gün gelir ayakkabı dener ve almadan çıkarım" derken buldum kendimi. Bir erkeği daha fena korkutamazsınız. Evet onun oyunculuktan daha eski bir mesleği var; kadın ayakkabıcısı. Ve ben bunu tehdit olarak kullandım. Fena mı ettim? Buluşmaya geç kaldı ama mavi motosiklette, yuvarlak çerçeveli güneş gözlüklerinin altında o muzip sureti görünce sinirim geçti. Hem birazdan o kızacaktı. Böyle gülerek poz verdiğimize bakmayın epey didiştik. Bir ara foto muhabiri Bülent, "Nazenin ver Ozan'ın oyuncağını" diyecek diye korktum. Ama ben sorularımın cevaplarını almayı başardım. Ozan Güven de ayrılırken benden nefret ediyor gibi durmuyordu hani. Geriye % bir sizin zevkle okumanız kaldı.
■ Türkiye'nin en iyi oyuncusu olmak istiyorum diyordunuz yıllar önce. Oldunuz mu sizce?
O süreç devam ediyor galiba. Bir de her rolü denemek, özel hayatımda yapamadığım şeyleri sette yapmak istiyorum. "Bir İstanbul Masalı'nda evin zengin oğluydunuz, sonra eşcinsel robot olmak zorlamadı mı" gibi şeyler soruyorlar. Hayır zorlamadı.
■ Ben Yahşi Batı'ya kesinlikle gülenlerdenim. Yahşi Doğu yakın mıdır? İki senesi falan var. Kışın iki filmde oynayacağım. Biri, sert bir erkek filmi. Sert n erkeği canlandırmayacağım da erkeklerin ilgisini çekecek bir proje.
■ Eğlenceli bir reklam filminde oynuyorsunuz. Karakter sevilince mi uzatıldı yoksa zaten bu şekilde miydi anlaşma?
Bir sene için anlaşmıştık ama herkes keyif alınca ikinci seneye uzatıldı.
■ Emre'nin yani esas oğlanın dedesini canlandırdığınız sahnelere her seferinde gülünür mü? İşte o benim!
Ben de çok eğlendim. Bir gün öyle olacağını düşününce fena oluyorsun. Ama oğlum Ali denk gelirse hemen değiştiriyordum kanalı. Sevdiği insanların yaşlanmasından çok korkuyor, öleceklermiş sanıyor. Altı yaşındayken çocuklar "Sekizim" der bu beş diyor. Bir gün bilboard'larda görmüş, biri de "Bak baban" demiş. Hemen sete götürdüm, makyajı izlettim.
■ Modern dans eğitimi aldınız ama mezun olamadınız değil mi? 35'te millet dansı bırakıyor. Ben nasıl edeyim.
■ Tan Sağtürk olmazdınız da en azından diploma için zorlardınız. Yeni başlayanlar için Tan Sağtürk. Çok zor. Anneannem modern dansı kazanınca "Nesrin Topkapı mı olacaksın" demişti. Neyse bu daha insaflı.
■ Üniversiteyi bitirmediğiniz için 15 ay askerlik yaptınız. Türkiye'nin bugünkü haline ne diyeceksiniz?
Çok üzülüyorum. Üzerine hem uzun uzun konuşulacak kadar karmaşık hem de hiç konuşulmayacak kadar net bir konu. Bu toprakların kime ait olduğunu herkes biliyor. Neden 30 senedir bunlar oluyor, siyasetçiler bir düşünsün. Kendi kendimize sorun yaratıyoruz. Askerlik konusuna gelince; oğlum da yapacak ve çok korkuyorum. Oğlunu gönderiyorsun ve geri gelmiyor, insanlar nasıl mutlu yaşayacak? Çözümü var bunun, bir an önce bulsunlar.
Geri zekâlı mıyım?
■ Neden ortalıkta değilsiniz? Magazin basınından kaçma taktiği mi, ortalığı sevmediğinizden mi?
Gazeteyi açınca kendimi görmekten nefret ediyorum. İkisi de etkili...
■ Ama oyuncusunuz, işinizin parçası değil mi?
Bu yüzden 15 yıldır alışmaya çalışıyorum ama olmuyor. Beni kayıtla stop arasında geçen zaman ilgilendiriyor, gerisi umurumda değil. Yalan yanlış yazdıkları zaman kalbim kırılıyor. Çapkınlık turları! Ya bir sorun ne olur, ayıp ediyorsunuz. Karımı tanımıyorlar, "Beyoğlu'nda sevgilisiyle bastık" dediler. İşime hastayım ama bu şartlarda ne kadar yaparım bilmem. Böyle var olacaksam olmayayım.
■ Bazen "Arkadaşız" diyenler sonra yakalanıyor ya, testi kırılmadan misali yazıyorlar herhalde...
Ya ben geri zekâlı mıyım? Türkbükü'nde sevgilimle kahve içer miyim? Cem Yılmaz ve oğlumla Cunda'daydık. "Tekneyle açılıp çapkınlık yaptılar" yazdılar. Denize bile girmedik. Son bir ay yazılanlara baksan Cem'le biz ooh vur patlasın çal oynasın...
■ Sevgiliniz olsa "Buyrun çekin" der misiniz?
"Buyrun çekin, bu benim karım" da demedim ki hiç! Annemle çekecekler diye korkuyorum yakında.
Türkan'ı hep seveceğim
■ Ne olacak bu Fener'in hali? Dalga geçmiyorum, ben de Fenerliyim.
Bilmiyorum ya... Kucağımda "Baba şimdi şampiyon olduk mu, olmadık mı diyen bir oğlum vardı, ne diyeceğimi şaşırdım. "Bilmiyorum" falan diyorum.
■ Komik midir Ali?
Beni çok güldürür. Sakin bir heriftir. Ara sıra bir şey söyler, patlatır beni.
■ "Keşke daha erken baba olsaymışım" diyorsunuz da zaten 29'muşsunuz.
Çok acayip bir duygu. Meslek hayatımı bile etkiledi. Bir şey çekerken "Büyüyünce bu herif seyredecek" diyorum. Boğazıma doğumuyla birlikte bir yumruk girdi ömrümün sonuna kadar da gitmeyecek. Hiçbir erkek baba olmadan ölmemeli
■ Çocuk yapabileceğiniz bir ilişkiniz olmasaydı?
Doğru kadını Allah karşıma çıkardı ve oldu.
■ Eşiniz altı aylık hamileyken evlendiniz, evlenmeyebilir miydiniz?
Tatile çıkıyorum oğlum ve arkadaşımla, çapkınlık turlarında yazıyorlar. Evlenmeden çocuk yaptığımı düşünsene, ne olarak gösterirler.
■ Çok mu takıyorsunuz yazılanlara?
Bir süre sonra "Yuh" diyorsun.
■ Ali okuma yazma biliyor mu, ne der okursa?
Çok güler, "Baba sen ne zaman teknede çapkınlık yaptın, hep beraberdik" der.
■ Nasıl bir gelin hayal edersiniz?
Ali ne getirse olur.
■ Ya üzecek biri olursa?
İçer hallederiz, ya da halledemeyiz. Hayat böyle bir şey.
EVLENMEDEN DOST OLMALI
■ Yönetmen eski eşinizin projesinde yer alır mısınız?
Biz beraberken de dizi çekmedik ama sinema yapabiliriz.
■ Var mı proje?
Var ama kimse bilmiyor, daha vakti var.
■ Melis Birkan'la oynayacağınız, senaryosunu sizin yazdığınız, eski eşinizin yöneteceği film işi ne?
Bunu uyduran gazeteci arkadaşlara sormak lazım. Senaryoyu yazmışım ama bulamıyorum. Haberi yapan arkadaşa soracağım.
■ Eski eşle arkadaş kalabilmenin sırrı ne?
Dostluk...
■ Yani evlenmeden önce dost olan, dost
mu kalır?
Bizimki böyleydi.
■ Dost kalabilmek mutlu eden bir şey mi?
Aynı zamanda mutsuz eden... Yıllarınızı beraber geçirmişsiniz, şimdi el ele olmadan nasıl yan yana durabilirsiniz ki?
■ El ele, ağlayarak mı gittiniz boşanmaya?
Beraber gittiğimiz doğru ama abartmışlar.
■ Sizinki "Severek ayrıldık durumu" mu?
Türkan'ı ömrümün sonuna kadar seveceğim.
■ Yeniden onunla evlenir misiniz?
Hayır. Yani hayat, bilmiyorum.
■ Bir çocuk daha istiyor musunuz?
Kimle? Ali'ye kardeş iyi fikir ama koşullar şu an uygun değil.
■ Olgun bir çocuk Ali belli ki ama neticede altı yaşında. Sizinle tatile çıktığında "Annem neden bizimle değil" gibi sorular soruyor mu?
Daha önce de ayrı ayrı tatile giderdik.
■ Öyle mi zannediyor?
Bir şey zannetmiyor. Durumu biliyor. Bir çocuk ne kadar olgun karşılayabilirse o kadar olgun karşılıyor. Mesele yok yani.
Canım Ailem başka bir şeydi
■ Boşlukları doldurun. Dizilerde oynuyorum çünkü...
Mesleğim bu. Her hafta oyunculuğumu test ediyorum. Ayrıca da para kazanıp hayatımı devam ettiriyorum. Sadece uzun aralar veriyorum, benim farkım bu. Şimdi de en az iki yıl dizi yapmayı düşünmüyorum. Çünkü akıl sağlığım bozuluyor.
■ Canım Ailem hak ettiği değeri gördü mü?
Ben bunu insanların gözünde gördüm ama reyting raporlarında göremedim açıkçası.
■ Niye böyle?
Bilmiyorum. Hakikaten başka yere koydu insanlar ama hak ettiği reytingi alamadı. Başka bir şeydi Canım Ailem.
■ İki saptamam var. İkinci Bahar ve Koçum Benim gibi yıllar sonra hepsi başrol oynayan insanların olduğu yapımlarda yer aldınız. İkincisi, Şener Şen, Uğur Yücel, Cem Yılmaz gibi dev isimlerle parladınız. Yaptığınız isim seçmek mi?
Proje seçiyorum. Hikâyeyi çok dikkatli okuyorum, sonra kim oynayacak diye bakıyorum.
■ Proje tam sizlik ama oyuncular açmadı diyelim...
Oynamam. Meşhurlukla değil uygunlukla ilgili bir durum. Birlikte çalışabilir miyim ona bakıyorum. Bir de ayakkabıcıyım, bir mesleğim var zaten. O yüzden rahatım.
Cem de ben de normaliz
■ Cem Yılmaz'la nasıl dost oldunuz?
Yakın arkadaşım Cem Yılmaz olmasaydı sormayacaktın değil mi?
■ Siz Ozan Güven olmasaydınız da
röportaj yapmayacaktım ama değil mi?
Bir şeyler yapmaktan keyif alıyoruz. Ali'nin amcalarından biridir, iyi anlaşırlar.
■ Güldürür mü Ali'yi?
Cem öyle bir adam değil ki. Herkes gibi, sabahları suratsız olabilir mesela. Bunlar sana değil başkalarına söylüyorum aslında. İki normal insanız biz.
Dişleri çirkin biriyle asla...
■ Bekârlık nasıl gidiyor?
Zor.
■ Nasıl bir duygu yalnız olmak?
Zor.
■ Nesi zor, yalnız uyanmak mı?
Yalnız uyumak da zor.
■ Yeniden evlenir misiniz, "Iıh" mı?
Büyük konuşmamak lazım. Belli olmaz.
■ Nasıl bir kadınla birlikte olabileceğinizin çizgileri net mi?
Hiç değil. Yaş ilerledikçe öncelikler değişiyor. Seneye şimdi istediklerimi istemeyeceğim. Uzun boylu, kumral, iyi yemek yapan, evcimen...Öyle bir şey yok. O
zaman alırsın birini köyden...
■ Hangi köyden?
Kadıköy'den mesela...
■ Ciddi soruyorum.
İlkokul aşkımın suratını hatırlamıyorum ama yaşattığı duyguyu hatırlıyorum.
■ Hiç mi hatırlamıyorsunuz?
Önlük hatırlıyorum, bir de uzun saç.
Söylemek istediğim; o zaman hissettiğim şeyi evlenirken de hissettim.
■ Çapkın mısınız?
Kime göre?
■ Diğer ünlü oyunculara göre?
Çapkın olduğum söylenemez...
■ Neresi çirkin biriyle "Asla"?
Dişleri...
Vileda'yla yerleri silip geldim
■ Kadınların ilgisine ne diyorsunuz? Bir sürü öpücük siparişiyle geldim. Sadece işimi yapıyorum, yemin ederim.
■ Taciz ederler mi çok?
Gençken olurdu, şimdi beni beğenenler 10 yaş altı ya da 50 yaş üstü. İyi böyle.
■ Eşiniz kıskanır mıydı?
Hayır, saçma bir şey kıskanmak.
■ Sizin Beşiktaş'ta bir ayakkabı dükkânınız var. Neden hâlâ ayakkabı satıyorsunuz? Artık oyuncusunuz.
Yalan dünya. Her hafta ekrana çıkarsan varsın. Buna alışmak istemiyorum. Gazetede sadece burcumu okumak istiyorum. Halbuki atölyedeki ağabeylerle takılmak eğlenceli.
Oyunculuk yapacağım ama insanların istediği gibi değil. Alışverişimi kendim yaparım, Vileda'yla yerleri silip geldim buraya.
■ Ayakkabıdan karakter çıkar mı?
Ayakkabı kişiliği ifade eder. "Üç pont giyen şöyledir" denmez ama fikir verir. Uzun olmadığı halde babet alıyorsa sevgilisi kısadır gibi saptamalar da yapılabilir.
■ Ayak fetişisti diyorlar size?
Uydurmuşlar ama güzel ayak güzeldir.
■ Sürekli ayakkabı alan bir kadın problemli midir?
Çok parası, çok vakti vardır ya da hiçbir şeyi yoktur.
Allah'a inanırım
■ Almanya'da doğunca ne oluyor, ne katıyor?
Almanca biliyorum, filmleri rahat seyrediyorum. Arkadaşların gurbetçi diye dalga geçiyor. Yaşamaya devam edersen ne Türk, ne Alman oluyorsun.
■ Babanızın işi dolayısıyla mı gittiniz?
Babam ben yedi yaşındayken vefat etti. Trafik kazası... Dedelerim zamanında gitmişler, o zaman gidilirdi ya. Annem Grundig'de çalışıyordu.
■ Size kim baktı?
Teyzem bakıyordu, yuvaya gidiyordum.
■ Babanızın ölümü eksiklik bıraktı mı?
Özlüyorum ama hayat devam ediyor. Bir gün hepimiz öleceğiz. Hatta onların şanslı olduğunu düşünüyorum, işleri erkenden bitmiş. Biri babasız büyür yararlı bir adam olur, öbürü sevgi dolu bir ailede büyür torbacı olur. İnsan ne olacaksa olur. Çocuklar olmuş geliyor. Biz onları bozuyoruz.
■ Küçüklükten en mutlu ve en travmatik anı?
İkisi de kovboyculuk oynarken. Küçükken tek başıma oynardım. Bir oraya geçerdim bir öbür tarafa. Birini vurduğum zaman çok sevinirdim. Sonra Yahşi Batı'da kovboy oldum. Sette bu olay aklıma geliverdi. Çok tuhaf bir duyguydu.
■ En büyük travma bu mu?
Daha ne olsun! İnsan tek başına kovboyculuk oynar mı...
■ 35 yaşındasınız, bu ne demek sizin için?
"Bir 35 daha yaşar mıyım" demek.
■ Niye ki, ailede durum ne?
Hepsi trafik kazasında öldüğü için saçım dökülecek mi onu bile bilmiyorum.
■ Babanız, başka kim?
Dedem de trafik kazasında öldü.
■ Hızlı araba fobisi oldu mu?
Dedemle babamdan sonra değil de Ali doğduktan sonra gazdan çektim ayağımı.
■ Şu şehlalık bende de var, annem bana hamileyken az beslenmiş. Sizinki nedenmiş?
Annem yemiş mi sorayım. Ama doktor doktor "Bu çocuk kısa olacak" diye dolaşmış. Sonra biri "Hanımefendi siz nesiniz ki o ne olsun" demiş. Senin şaşı olduğunu anlamadım acaba şaşı şaşıya bakınca görmüyor mu...
■ İnançlı mısınız?
Allah'a inanırım.
■ Çaresizken Allah'a sığınır mısınız mesela?
Tabii ki, rahatlatan bir durum, iyi hissettirir. İnancın yoksa akıl sağlığın bozulur.
■ Kendinizi hangi sıfatla tarif edersiniz?
Niteleme sıfatı...
■ Hiç kimseden "Ukala"! gibi bir çıkış olmadı mı?
Oldu yaklaşık 10 saniye önce...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder